Kayıtlar

Ekim, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bin polis operasyonlarda çocuklar gibi şendik!

Resim
En çok konuşulup tartışılanı Cizre olan olağanüstü hal uygulamaları sadece Kürdistan'a özgü değil. Daha doğrusu, diyaspora Kürtleri olağanüstü hal uygulamalarından muaf değil. Manisa'dayız. Fevzi Çakmak Mahallesi'nde. Haber şöyle, Hürriyet gazetesinden: "Manisa Emniyet Müdürlüğü seçim güvenliğini sağlamak amacıyla bin polisin katıldığı operasyonda kahvehanelerde GBT sorgusu yaptı. Polis, Fevzi Çakmak Mahallesi’nin tüm giriş ve çıkışlarını kontrol altına alarak, araçları tek tek inceledi."

Üç kahraman baro

Resim
Barolar ne iş yapar?  Dilek Doğan Devlete bağlılıklarını her fırsatta kanıtlamak mı hukuk kurumunu ayakta tutar?  İstanbul Barosu, Ankara Barosu ve tüm baroların merkezi, Barolar Birliği, bu üç sayısal dev, AK Parti kadrolarıyla ve hükümetiyle tartışmayı pek mi pek sever. Sever sever de iş hukukun püf noktasına, bam teline gelince hükümetten, devletten daha hükümetçi devletçi kuruma niye düşer? Tahir Elçi'ye yönelik a'sından z'sine hukuksuz işlemleri eleştirmeye yönelir gibi oldular ama ilk cümleleri devlete ve hükümete "ne yapıyorsunuz siz, böyle bir hukuk yok" demek olmadı. Fırsattan istifade PKK'yi ne kadar terör örgütü olarak gördüklerini ilk cümleleri olarak sarfettiler. İlk işleri, Tahir Elçi'yi paylamak oldu yani. Sonra sözüm ona Elçi'ye yönelik işlemleri eleştirdiler.

Öldür, sürükle ama çekme!

Resim
Hacı Lokman Birlik (Siyabend Zana) 3 Ekim'de öldürüldü. Başbakan konuşuyor, affınıza sığınarak, biraz uzun bir alıntı:   "O gün iki fotoğrafı görünce gerekli talimatı verdim. Sorumlusu kimse gereken işlem yapılacak dedim. Tahkikat sonuçlandı bugün de iki görevli bu videoyu çektiği için bizim şu ana yürüttüğümüz terör operasyonlarının meşruiyetine zarar verdikleri için iki polis görevinden alındı. Soruşturma tamamlandı, gereği yapıldı. Güvenlik toplantısında dile getirildi yerini söylemeyeyim kırsal alanda yapılan bir operasyonda 5-6 teröristin cenazesi helikopterle morga getirildi ailelerine teslim edildi. Bu görülmüyor. Söyleyeyim Tunceli'de bir operasyon Malatya'ya getirildi." Başbakan konuşuyor. Hacı Lokman Birlik'in katledildikten sonra bir de bedeninin zırhlı araçla sürüklenmesi hakkında konuşuyor. Her zamanki gibi, tane tane, kendisi inanınca biz de inanmış sayılmışız gibi konuşuyor. Ne diyor? "iki görevli bu videoyu çektiği için&quo

Oluk oluk

Resim
Kanlı mektuplar devam ediyor. Rize'de bir mafya babası, "Oluk oluk kan akacak" diyor.  Tebliğ midir?  Mafya bu adam demişti mahkemeler, mahkum etmişti, ama belki de başbakandır bu adam, bilmiyoruz. Bildiğimiz, mafya babaları miting yapmazlar. Yapıyorlar ama. Devletin en üst makamıyla el sıkışıp görüntü verebiliyorlar. Ondan kuşkulanıyoruz, belki de başbakandır. * Oluk oluk kan akıyor. Dediği oluyor. Mektuplardan akıyor. Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda açılmıştı bir mektup. Kürtlere diyordu ki, "Baraja doğru yürüme." * Baraj yıkıldı.  Suruç'ta açıldı. Genç sosyalistlere diyordu ki, "Kürtlere doğru yürüme. Kürtlerle birlikte olma." * Kürdistan il, ilçelerinde, köylerinde açılıyor. Sokağa çıkma yasağı olarak açılıyor. Fırın işçisi çocuklara mermi yağmuru olarak açılıyor. Buzdolabındaki ölü çocuk olarak açılıyor. "Yediden yetmişe hedefimdesin" diyor. Soyulup atılan çıplak beden olarak açılıyor. Ellerind

Kürt insanlığa dahil mi?

Resim
Hacı Lokman Birlik, Siyabend Zana IŞİD kafa kesme, suda boğma, damdan atma gibi öldürme yöntemlerini görüntüleyip yaymayı seviyor. Niye? Çünkü, Susan Sontag 'ın bildiğini o da biliyor: "Fotoğraf musallat olur." Zihne çakılır. Zihne, ruha, kalbe. Tasallut eder. Tasallut altındayız biz de. Ulus Baker bir keresinde, "Görüntü zihne saldırıdır" demişti. Görmek, duymaktan, okumaktan ve sair bilme yollarından farklı olarak, daha sert bir darbe üretiyor insanda. Zihinde. Ruhta. Kalpte. Saldırı altındayız. "Kör olaydım da görmeyeydim" denilir ya . Hasan Hüseyin, deyimi tersine çevirmişti: "Kör olma da gör beni." Şair, vahşetin görülmesinden kendi insanlık anlayışına uygun bir umut görmüştü: Belki, görmen seni de etkiler. Seni, katili. Seni, katilin yaptığını görmek istemeyeni. IŞİD, görüntüleri savaşın bir parçası olarak kullanıyor, sistematik biçimde. Görüntü, söz, ses, her tür bilgi, savaşın bir parçası çünkü. Biliyor. Kafa kesiyor, suda

Kürt kimdir? Bilen kim?

Resim
"Burada Kürt kardeşlerim var ama siz tanımıyorsunuz. Bilmediğiniz bir şey var. Kürt kardeşlerimi onlar temsil etmiyor."   "Burada var olan" Kürt kardeşler, CHP'dekiler değil elbet, AK Parti'dekiler. Söylenme sebebi de, HDP'lilerin TBMM açılış oturumunu terk etmeleri. "Kürt kardeşlerimi onlar temsil etmiyor" diyor onlar için. "Bilmediğiniz bir şey var" diyor, o biliyor. Bu "bilme" meselesi önemli, yazının sonunda oraya geleceğim.  Sözleri söyleyen Cumhurbaşkanı. Recep Tayyip Erdoğan. Söylenme sebebi, nutkunun "Kürt kardeşlerim..." diye başlayan bölümüne karşılık, MHP sıralarından gelen "Kürt kardeşlerin dışarı çıktı" yollu sataşmaya cevap verme arzusu.  Özet?  Yeni yasama yılının açılışında, parlamento çatısı altında, parlamentoya girmeye hak kazanmış 80 milletvekili yok sayıldı. Çoktur da sayılıyor. "Terör" etiketiyle. 80 milletvekili yok sayılınca, haliyle onlara oy vermiş 6 m