Kayıtlar

Kasım, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Çöl

Bir çöl açılıyor. Bizim için. Bizim Ufalanan yanlarımızdan. Açılıyor Önümüzde beyaban. Serap Varsa çöldesindir Dediler İnandık Bir çöl açılıyor. Sayfa gibi Beyaz bir çöl: Tüm renkleri geri çeviriyor Vermiyor hiçbir rengi geri: Siyah bir çöl Kays’ın yazdığı çöl değil bu. Bir harf Gibi düştüğü çöl değil. Fuzuli’nin okuduğu çöl değil Sezai Karakoç’un alıp duvarına astığı çöl değil, Mushaf’ın yanına İki kapak arasında bir kainat açılır, kapanır orada İki parantez arasında bir cümle açılır kapanır gibi İki an arasında bir ömür… İbni Haldun ölçtü bedevi adımlarla Bir devenin bakışlarında yayılan çöl Bir çöl açılıyor, şairi dinlemedikleri gün ufalanmaya başlayan yanlarımızdan açılan bir çöl: “Sıkma o kurşunu. Komşuna ateş etme.” “Ne bilir” dediler, “O büyük şairse de” anlamaz silahların dilinden… Şehirleri konuşturmuştu şair, şehirlerle konuşmuştu. Demediler, şehirlerin içinde patlayacak kan fırtınalarını görmüştür belki, kum fırtınasında gözleri d