Kayıtlar

Haziran, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Feridun Yazar'ın ardından

Resim
Civanmerd. Musa Anter öyle tanımlamıştı genç Feridun Yazar’ı, birlikte hapis yattığı günleri aktarırken. Musa Anter sözlüğünde bu Frenklerin “centilmen”ine karşılıktı. Gandi’ye benzetmişti aynı yazıda. Nazik. Dikkatli. İyi dinleyici. Barışçı usulleri kişiliğine sindirmiş biri olarak görmüştü. Cenazesi’nde bu kez biraz bir sosyal demokrat umut ile biraz o umudu pekiştirmeye yönelik PR çalışması neticesinde “Gandi”ye benzetilen bir başka ismin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun çelenginin yer alması, iki Gandivari karakterin selamlaşmasınden çok, CHP geleneğiyle Kürt siyasetçilerin işbirliği yaptığı, yapabildiği zamanların hatırasını güncelliyordu. 1977’de CHP’den Şanlıurfa Belediye Başkanı seçildi. 28 Eylül 1979'da evinin önünde iki kişinin silahlı saldırısına uğradı. MC ruhu iktidarda da muhalefette de zindeydi. Milliyetçi Cephe. Demirel, Erbakan ve Türkeş birlikte. Şimdi hepsinin ruhu tek kişide toplanmıştı, o zaman aynı kökün üç sarmaşığıydılar.  13 yerinden yaralandı.

'Kan'lı bir mesele

Resim
Bir siyasetçi niye kandan bahseder? Kan testinden? Bir de, hematolog değilse, sağlık bakanı değilse, ortada tıbbi bir mesele yoksa ve fakat yine de kandan bahsediyorsa, korkmak gerekmez mi? Kendi adımıza cesur olsak bile, cesaretimizin önlemeye yetmeyeceği işlerden korkarız, insanız. Kandan bahsedildi. Kan testinden. Mesele malum: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Parlamentosu Yeşiller Grubu Milletvekili Cem Özdemir 'i (ismini vermeden) andı. Ne anış ama... "...Birileri de diyor ki, (Cem Özdemir) güya Türk... Ne Türk'ü be? Bunların kanlarının laboratuvar testinden geçmesi lazım. Onun kanının öyle olması, böyle olması bizi ilgilendirmiyor." Kanın öyle olması, böyle olması "biz"i ilgilendirmiyorsa, kanının laboratuvar testinden geçmesini niye istiyoruz diye sormanın fazla manası yok, bu türden paradokslar "öfke belagati" diye övülen nutukların ayrılmaz parçası. Deniliyor ki, "biz" kanla ilgileniyoruz da "onun"