Kayıtlar

Temmuz, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Adaletsizliğin adını "güvenlik" koymuşlar

Abdullah Cömert davası, Antakya’dan Balıkesir’e taşındı. “Taşımalı adalet”, adaletsizliğin oto yolu oldu. Dava taşıma yoluyla yargı, “doğal yargıç” ilkesini kendi eliyle imha ediyor.

İç Coğrafya

Bir kanatta bir karabulut geçerdi istek Dokunup bir nefeste isteğine rüzgârın Döner serpiştirirdi tasasız alına Sevinç tozlarını Uçuşurdu başının üstünde O çifte kelebek Gözkapaklarına konar beklerdi Öylece, kımıltısız Dinginlikle mayalanırken Yastığının altında Yeni istek O zamanlardaydı Ağır bir sezgiyle koşardı ardından Geriye vınlamasını bırakıp yiten bıçak gölgesinin Çeşmenin sessiz kavalında Yatıştırırdı şaşkınlığını Aldırmazdı Gözyaşlarının onardığı Yumuşak darbelere İnanmazdı Gülüşün yanağındaki kıymığın Tanrının parmaklarından fırladığına Yıkılmış atın acısını işlerdi Toprağının tutanağına Tutsak kartalın teleğinde kayıtlı doruğun Kıvrak kırlangıçlar geri getirirdi Onlarla uçsun diye savurduğu taşları Ona dokundurmadan Terletirdi sürüp Parlak koşumlarıyla Etrafında atını Yazgının süvarisi Efsanelerin getirdiği müjde Doldururdu yerini Terkisine alıp götürdüklerinin Kalan boşlukta bir sızı

Kıyıda

Öte yakanın çocukları

Zarokên Wî Tay Cemal ve Hasret'e, hasretle... "En kötü zaman, yönetenin ve halkın kötülüğünün birleştiği zamandır." (İbnu'l Mukaffa) “Em herin wî tay.” “Karşı yakaya geçelim.” Wî tay. Utay. Utaya gidelim. Baharda karlar erimeye başlayınca dereler coşar. İki adam boyu kayalar, fındık kabuğu gibi, ceviz kabuğu gibi ırmak olmaya öykünmüş derede döne döne gider. Karşı yakaya geçiş imkânsız gibidir. Belki bu imkansızlıktan, wî tay, öte yaka seslenir gibidir derenin homurtuları arasından. Bahar, coşkudur. Çağrıdır. Çağrıya uymadır. Uymamak imkânsız gibidir baharın çağrısına, hele deli kanlıyken. İşte o zaman, o bahar toprağı, otu, börtü böceği canlandırınca, gençlerin yüreği de canlanır. "Dilên xortan jî heşar dibî." O zaman karşı yakaya geçmek, aileye, konu komşuya, köye, aşirete erginlik imtihanıdır. O zaman karşı yakaya, “wî tay”a, “utay”a geçmek, kara gözlü, kara belikli dotmam’a ya da qîza ciran’a inceden, sadece yere bakarken alınıp v