Hüküm Allah’ındır; nihai, mutlak, kusursuz hüküm onundur. İnsan hükmü kusurludur, hiç kimse, en yetkin yargıç ve en yetkin yargı teşkilatı bile kusurdan münezzeh değildir. Bu nedenle “Yargılamayın yoksa siz de yargılanırsınız” kelamı edilmiştir. Tanrı adil olmayı emreder, adil olmayan cevreder, zalimlerden olur. Fakat nasıl adil olunacağını söylemez. Adalet için çaba göstermek insanın görevidir. Adaletin peşin formülü olmaz, o daima bir arayış, bir çaba, bir mücadele alanıdır. Peşin formül olmadığı için ve hüküm Allah’ın olduğu için yargıçlar “gerçek” ya da “hakikat” olarak değil, “vicdani kanaat” ile hüküm verirler. Aynı nedenlerle adli muhakeme dahil her tür muhakeme kurallara, kaidelere bağlanmış, geliştirilmiş protokollere, özelleştirilmiş yöntemlere tabi tutulmuştur. Sadece yargıç değil, savcı değil, avukat değil, herkes bu kurallarla bağlıdır. İlgili ilgisiz herkesin kurala uygunsuz, kaideye aykırı, protokollere duyarsız, yöntemlere bigane hareket edilen yerdeki yargı sadec...
Bugünkü bölümde teori, laf kalabalığı yok, “vakalar” var. Narin vakasındaki belki de en kritik gün 31 Ağustos’tu, köyün muhtarı da olan amca Salim Güran o gün gözaltına alındı; aracında “Şüpheli DNA” ya da Narin’e ait DNA bulunduğu bilgisini içeriyordu haberler. Çok kritik bir gündü, özellikle Murat Çınar Çatalca adlı bir facebook kullanıcısının aynı gün yaptığı paylaşım, hem medyanın hem sosyal medyanın hem de anlaşılan o ki dosyanın gidişatının yönünü belirleyecekti. Bir ay sonra “fake” olduğu ortaya çıkan ve bir daha kimsenin pek ilgilenmediği bu paylaşımın iki önemli özelliği vardı: Bir, o zamanlar kamuoyunun bilmediği ama soruşturmayı yürütenlerin (ve onlarla temastaki avukat, gazeteci ve siyasetçilerin) bildiği bazı bilgilerin kullanılmasıydı; iki, karar aşamasına kadar gelen “aile fena suçlu” teorisinin temelinin atılmasıydı. BABANIN ŞİKAYETİ: SOSYAL MEDYADAN BİZİ İNCİTMEYİN Bu kritik güne ve bu kritik paylaşıma gelmeden önce 27 Ağustos -31 Ağustos 2024 arasındaki d...
Yorumlar
Yorum Gönder