İşkencesini yedirmeyen toplum, çocuklarını yedirir



Şu tecavüzcünün başımıza polis şefi olmasını isteyenler hiç de az değilmiş!  Şu "ama hakkında mahkeme kararı yok" diye korunan, şu Türkiye'nin mahkumiyet almasına yol açan polis şefi. Şu Başbakan’ın, “Yedirmem” dediği  hani. Meğer herkes onu yedirmezmiş. Herkes, lafın gelişi demiyorum, başbakan bu “herkes”e güvenirmiş, demek.

**
Medyada ses kesildi diyeceğim, bir istisna var, tebrik ve teşekkür etmek gereken bir istisna. İşkenceye ve tecavüze karşıysak, hakkını verelim: Taraf gazetesi, konuyu ilk günden beri birinci sayfadan çoğunlukla da manşet ya da sürmanşetten takip ediyor. Taraf gazetesi, tecavüzcü müdür istemiyor. Haberleri yapan (çoğunlukla Tuğba Tekerek imzası gördüm) arkadaşlara ve takibi birinci sayfadan, manşetten, sürmanşetten düşürmeyen yazı işleri heyetine tebrikler, teşekkürler.
Bu Pazar sabahı gazetelere baktığımda emin oldum ki, Taraf çalışanları dışındahiçbir gazetenin toplam aklı tecavüzcüden müdür olmasına karşı değil. İşkenceciden.

**
Madalya haberleri var, iki genç kadın, herkesi sevindiren bir başarı elde etmiş, olimpiyatta birinciliği ve ikinciliği beraber almış. Görüntüleri izledim, “Abla, abla” diye mutluluktan uçan bir genç kız (Gamze Bulut) gördüm, daha çok madalya getirebilecek kadar yaşam neşesi ve gücü var. Abla da (Aslı Çakır Alptekin) başarıyı ve başarısızlığı tatmış, daha sakin bir sevinç yaşıyor. Ne güzel. Herkes sevinir böyle şeylere. Biri yirmi yaşında, biri yirmi altı. Medyada dün hazır bir kalıp kullanılıyordu, öyledir medya hazırcıdır: “Kızlarımız…”

Şimdi, söylemek lazım: Beyler, özellikle beyler ve hanımlar, keselim palavrayı. Onlar sizin kızlarınız değil. Hangisini bir gün el destek eli uzattınız? El uzatılmasını istediniz? Birinden birine el uzatmış olsaydınız, daha çok madalyanız olurdu orada.
Kadınlar, sadece sizin sevdiğiniz, hoşlandığınız, sizin keyfinize keyif katan işler yaptığında sizin “kızlarınız” oluyor, değil mi? Sair durumlarda el kızı bile değil, unutacağınız, görmezden geleceğiniz, başınızı çevireceğiniz şeylere dönüşüyor değil mi?
Sadece kadınlar değil, erkek çocuklar için de sizin duygunuz pek başka değil. Madalya getirirse, elinizi öperse, sizi beğenirse, sizi eğlendirirse, sizi mutlu ederse yiğit oğullarınız, hoşlanmadığınız sözleri söylerse, hoşlanmadığınız işleri işlerse, hoşlanmadığınız gruplara girerse, başınızı çevireceğiniz şeylere dönüşüyor değil mi?

Ortası yok değil mi, ya her tür kötülüğe layık “şeyler” ya da altın kızlar, yiğit oğlanlar.

**

Çok mu toptancı oldu? Bir işkenceci başımızda polis şefi. Bir tecavüzcü. Başbakan yedirmiyor, siz de yedirmiyorsunuz. Kime işkence yaptı o? Sevmediğiniz fikirleri savunan, sevmediğiniz eylemleri yayan, hoşunuza gitmeyen kişilerle arkadaşlık, yoldaşlık eden kişilere, rahatınızı sağlayan ahlaksız düzenden başka düzenlerin mümkün olduğuna inanan, bunun için yola çıkmış kadınlara ve erkeklere.

Zulmü, işkencesi çok, madalyası, sevindirici işleri az toplumun koşulu bu, hem koşulu, hem sonucu: Başbakan Yardımcısı bile aslında o terfii doğru değil derken, medya başını çeviriyor.
Çıkarıp arşiv gösterecektir kimileri şimdi, “E biz de yaptık ya” diye. Öyle bir iki haberle geçmez bu iş, çünkü öyle bir iki kerelik bir kaza değil işkence, tecavüz.
“Ne yapalım” diye soracaklar için, Taraf’ın yaptığı ortada. İşte öyle yapacaksınız. Ya da yalanı keseceksiniz, “Bizim kızlarımız…” filan diye…
 Çünkü, işkencecilerini yemeyen, yedirmeyen toplum, oğullarını, kızlarını yer, yedirir. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

12 Eylül bildirisinin tam metni

15 Temmuz darbe girişimi bildirisinin tam metni