Hedefimiz karakolsuz barış değil mi?
Lice’den kara haberler geliyor. Eyvah ki ne eyvah. * * * Kürt’ü şöyle ya da böyle ama muhakkak yok etmek isteyenler dışında, kim barış sürecini nefesini tutarak, yutkunarak, inancına, meşrebine göre dilekler, dualar, niyazlarla izlemiyor ki? En eleştirel bakanlar bile, içten içe derin bir umutla hop oturup hop kalkmıyor mu, aman bir kaza çıkmasın, aman ecinniler işe karışmasın diye? Türkiye’nin, Kürdistan’ın yaşamın altın çağındaki fidanlarının toprağa düştüğü, o toprağın üstündeki insanın, ahlakın ve cümle mahlukatın çürümeye zorlandığı yıkıcı bir savaştan, bir mümkün barışa doğru yol alırken başka nasıl davranılabilir?