Okyanustaki Enkaz ya da Katip Bartleby'nin Duvarı
Eski zamanlardan,
1994'te yayınlanan
Beyoğlu dergisinde çıkmıştı.
Çok zaman geçmiş, çok...
Okyanus imgesi, çeşitli
mitolojilerden antik Yunan filozoflarının düşüncelerine, oradan günümüzün
felsefe ve yazın alanlarında etkinlik gösteren isimlerinin yaratılarına kadar,
birçok kurgunun ağırlık noktasını belirlemede önemli bir işleve sahip olmuştur.
Yeryüzü haritasının son şeklini aldığı ve dolayısıyla okyanusun ölçülebilir bir
nesneye dönüştürüldüğü zamanlardan sonra bile okyanus imgesi, anlam üretimi ve
anlam aktarımı çabalarında özellikli yerini korur. Okyanus imgesini, somut
denizsel olgularla birlikte, en etkili biçimde kullanan isimlerin başında
kuşkusuz Herman Melville gelir: Moby Dick, doğrudan denizcilik yaşantısının
anlatımından, insanlı evrenin zihin sınırlarını zorlayan anlam sorununa kadar
geniş bir düzlemler dizisinde okunabilecek ve her okumaya cevap verebilecek bir
okyanus romanıdır. Önemli önemsiz, yüzlerce yazıya ve yoruma yol açan dev
eserlerden birinin, Moby Dick'in yaratıcısı Melville, Türkiye'de pek diğer
ürünleriyle anılmaz.
Moby Dick'in ihtişamı
yanında uzun süre göze çarpmayan Katip Bartleby - Bir Wall Street Öyküsü -
uçsuz bucaksız, kaostan kozmosa ve yeniden kaosa geçişip duran okyanus
anlatısının kıyısında, onun tam karşıtı bir noktada duruyor gibidir: Katip
Bartleby, bir büroda yazıcı olarak işe başlar. Bir paravanın arkasında
neredeyse hiç konuşmadan saatlerce kendisine verilen metinleri temize çeker.
İşe başladıktan bir süre sonra, patronunun temize çekme dışındaki bazı
taleplerini ret etmeye başlar. Reddin belirdiği yerden beş on satır ilerledikten
sonra okuyucunun basit bir kuşkusu giderilir: Bartelby, iş hukuku çerçevesinde
kavranabilecek türden bir mesleki itiraz getirmememktedir. Zaten hemen
ardından, temize çekmeyi de ret edecektir Bartleby. Doğal olarak işine son
vermenin yolları aranır ama büroyu terk etmesi isteğini de geri çevirir. O
kadar ki, kimliksiz, sadece işine dair bir kaç özelliğini bildiğimiz patronu
(anlatıcı) onu işten atamadığı için (gitmeyi de ret eder) bürosunu değiştirir.
Bartlebey itirazı, bir iş bırakmadan çok daha ileri bir eylemdir, o kadar ki
işveren çareyi tası tarağı toplayıp gitmekte bulur ancak. Büroya yeni gelen
hukukçu, bir süre sonra onu kapının önüne koyar; koyar ama kapı önünü terk
etmez. Sonunda tutukevine alınır. Burada, "Çim ve gökyüzü" arasındaki
avluda, duvarı seyrederek sakince oturur. En sonunda, yemek yemeyi de ret
edecektir. Ölür. Öldükten sonra, kitaptaki işine başlamadan bir süre
"Sahipsiz Mektuplar Bürosu'nda" çalışmış olduğunu öğreniriz. Bütün
öykü bu kadardır. Kitap, Moby Dick'in sayfalar boyu karşımıza çıkan sayısız
anlatım tekniklerini, tekrar tekrar ve ayrıntıyla işlenen betimlemleri...
içermez.
Bartleby'nin, Borges'in
'saf yürekli nihilizm' dediği, reddediş tarzı ilgi çekicidir: O, sadece
'yapmamayı tercih ederim' der. Kitapta bunu anlatılış tarzı ise, Moby Dick'te
Kaptan Ahab'ı iç ve dış dünyasıyla (gemisiyle) birlikte ele alan uzun
betimlemeler ve ona ilişkin çeşitli dolaylı anlatımların yardımıyla tanıtım
tarzına göre, son derece basittir. Patronunun aktardığı, çoğunluğunda
Bartleby'nin 'Yapmamayı tercih ederim' sözüyle biten küçük olayları ve ardından
sadece patronunun iç dünyasında olup bitenleri biliriz sadece. Bir de şu:
Bartelby'nin yapmak istediğini (daha doğrusu istemediğini) kavrarız ve buna
ikna oluruz, nedenlerini açıklamaz ama durum ikna edicidir; oysa Kaptan Ahab'ın
somut olarak yapmak istediği şey belli olsa ve duygu ve eylemlerine ilişkin
sayısız cümle kurulsa bile, onun için ikna olmayız. Birinde yalın ve kısa bir
anlatım bütün durumu açıklamakta, sonunda ikna edici bir figür üretmekteyken;
diğerinde karmaşık ve ayrıntılı anlatım, sonunda sisler içinde belirip kaybolan
bir figür doğurmaktadır. Ne var ki ikisinde de çözümlenmesi hiçbir zaman
tamamlanmayacak gibi görünen birer insan çıkar karşımızda. Akışkan, sınırsız,
belirsiz, sürprizlerle dolu okyanusta açıklanamaz bir istek ve iradeyle bir
balinayı avlamaya çalışan Ahab'a karşılık Bartleby, katı, tanımlı, sınırlı ve
kesintili bir mekânda, bir büroda yine açıklanamaz bir isteksizlik ve iradeyle
her şeyi reddetmektedir. Büroya ilişkin anlatılanlar o kadar sınırlıdır ki
büronun sadece beş kişinin çalışması için yeterince dar olduğunu
sezinleyebiliriz. Çok az betimlenmiş büroda yaşayan diğer kişiler, patron ve
iki katiple bir yamak, sadece lakaplarıyla, yani bir tek belirgin özellikleri
dolayısıyla takılmış eksik - isimleriyle alınır ve anlatılır. İsim sahibi tek
kişi olan Bartleby'nin ret sözcüğü "tercih," kendisinden hiç de
hoşlanmayan bu kişilerin belagatlerine de girer kısa bir süre içinde. Patron,
ikiye böldüğü büronun kendi tarafındaki kısmına bir paravan yerleştirerek
Bartleby'i buradaki sandalyeye oturtur. Sandalyenin arkasındaki pencere bir
duvara bakmaktadır: Bartleby, güneş ışığını dik alan boşluğa bakan pencereden
duvarı izler saatlerce. Okyanustaki yönsüz, ucu bucağı olmayan boşluğa
karşılık, burada duvarla dimdik kesilen bir katılık, bir dolulukla karşı
karşıyayızdır. Okyanustaki her an herşeyi yutmaya hazır karadelik eşiği, burada
herşeyi geri çeviren beyaz duvar yüzeyine dönüşür. Bartleby, bürodan tutukevine
götürüldüğünde, sakin ve uysal ret edişinin 'içerdeki' ödülü olarak avluya
çıkma izni alır. (Bu izni istemez tabi, doğal olarak verilir) Burda,
"Yumuşak çimlerin ve gökyüzünün" güzelliklerini değil de, avlu
duvarının katı yüzeyini tercih eder Bartelby yine. Moby Dick'teki okyanusun
yerini Katip Bartelby'de önce büro ve sonra da avlu alır. Akışkan ve kaotik
okyanus imgesi, katı ve bölümlü kent ortamında, büroya dönüşmüştür. Okyanusla
büro arasındaki bu yer değiştirme, yazmayı (kopyalamayı) ret eden Bartelby'ye
ilişkin duygularını aktaran patronun ağzından ortaya çıkar: (Bartelby) Atlantik
Okyanusu'nun ortasında yitik bir enkaz.
Moby Dick insanlı
evrenin, Katip Bartleby ise evrendeki tek insanın eğretilemesidir. Her ikisinde
de kahramanlar temel tutumlarının son sınırına, ölüme varırlar: Ahab tutkusuna
yakışır şiddetli devinimiyle, Bartleby ret edişine yakışır kımıltısızlığın
eşiğindeki durgunluğuyla. Ahab, bölümlenmemiş, kesintisiz okyanusta gemisiyle
devinir; Bartelby, bölümlenmiş ve dondurulmuş okyanusta (büro ve avlu) sadece
gövdesiyle...
Yorumlar
Yorum Gönder